18 Mayıs 2010 Salı

--İnsanlar gerçekten, bazen kendi gölgelerine basıp sendeleyebiliyorlarmış ıssız sokaklarda. Doğru tespit NEV!
--Artık 4 kişiyiz burada sevgili blog, sen, ben, P.H.Z.P.Y ve Sevgili Rory! İşte bu kadar. Olsun, kimse okumasa da cümleler çok güzel! Edit: P.H.Z.P.Y ve Rory, kimse değiller! Bir önceki cümledeki ''kimse'' henüz bu güzelim blogu keşfedememiş olanlara ithafen yazılmıştır. ^^ Evet, blogum güzel, sessiz sakin ama güzel NOKTA

1 Nisan 2010 Perşembe

-- Sen üvey evlat değilsin blog. Çok meşgulum, ama bir gün seninle çok çok ilgileneceğim. Söz!

24 Mart 2010 Çarşamba

-- Güneşi yolladık bütün renklerle, Oyuncağıyız artık alışkanlıkların. En küçük bir ses bile sanki gök gürültüsü. İçim kıpır kıpır, deniz kıpırtısız. Kokuların şarkısı başlar. Ne çocuk sesi ne kent uğultusu gelir. Mişli geçmişte sorunlar saklanır. Aya dokunmanın tam zamanıdır. B.Ortaçgil/Bozburun

23 Mart 2010 Salı

-- İçim sıkıldı. Üzerime geliyor her saniye. Ha bir de balık artık çok daha derinlerde. Unutmak ne haddime. Luna

14 Mart 2010 Pazar

--- ''Aşkı tarif gerekirse sana, anlatayım. Aşk ne biliyor musun? Benim sana yaşadığım, senin durmadan üstüne bastığın...'' Ceyhun YILMAZ

9 Mart 2010 Salı

--- En çok bağıran, en doğru sayılır. İnsanlar işitmeyince!... B.Ortaçgil

8 Mart 2010 Pazartesi

--- Soğuk içime işledi bugün. O kadar işledi ki, gelecek kışa kadar yetebilir. Artık ilkbahar gelsin ve mutlu olalım. Erikler çiçek açsın.

7 Mart 2010 Pazar

--- ''Önceye almak istedim ne yalan söyleyeyim. Bütün bunlar olmadan, başkası ona değil ama o başkasına dokunmadan benim tenime yapışmasını istedim. Bunun ne kadarını ne olarak anladı bilmiyorum.'' Altuğ, AŞK
--- İngilizceyi gerçekten seviyorum. Beni mutlu ediyor. Yeni bir dili öğrenmeye hazır hissettiğimde kendimi, italyanca öğrenmek isterdim. Sonra da İspanyolca. İtalya'da yaşamak, yazlarımı da Barcelona'da geçirmek eğlenceli olurdu. Aynur/Luna
--- Her insan biraz karmaşık mı aslında? Öyleyse, karmaşık bir hayat belirtisini ilk fark ettiğimiz anda, leşe uçuşan sinekler gibi, ona akın etmemiz olağan, sıradan ve herkese özgü mü? Aynur/Luna
--- Bu blogun açılış cümlesini ''Big Fish'' adlı filmden alıntı yaparak yazmış olmam, sandığınızdan daha anlamlı. Bunu en yakınımdaki insanların bile anlayamayacak olması trajikomik. İnsanlar beni tanımıyorlar ve bunun farkında değiller. Aynur/Luna
--- Bazen bir şeyi o kadar çok arzularsınız ki. Yorgun düşersiniz kısa zamanda. Olması gereken, aşırıya kaçmadan sürekliliği yakalamaktır. Ben yorgun düşenlerdenim. Ancak bu konuda o kadar çok tecrübeye sahibim ki, asla tahmin edemezsiniz ne zaman düşeceğimi. Aynur/Luna
--- Bazen o kadar çok sinirleniyorum ki. Ani ve keskin! Gözlerim yaşarıyor sinirimden. 5 dakikada, gelecek hayallerimi bozup yeniden kurabiliyorum. Bambaşka bir ben yaratıyorum. Bir o kadar da hızlı sona eriyor bu seanslarım. Nedenini bile hatırlamakta güçlük çekiyorum. Aynur/Luna
--- "There are some fish that cannot be caught. It's not that they're faster or stronger than other fish. They're just touched by something extra." Big Fish -Tim Burton